“Kur’an-ı Kerim yakma” eylemi, Batman’da Kur’an aşıkları tarafından lanetlendi

Sözde bir siyasetçinin Türkiyenin İsveçteki büyükelçilik binası önünde “Kur’anı Kerim yakma” eylemi, Batman’da on binlerce Kur’an aşığı tarafından lanetlendi.

Kur’an Nesli Platformu öncülüğünde Batman’da, İsveç’te Kur’anı Kerim’i yakma girişimine karşı “Kur’an-a sahip çık” sloganıyla bir miting düzenlendi.

Kültür Mahallesi’nde gerçekleştirilen mitinge, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcıları ve parti yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, alimler, kanaat önderleri ve binlerce vatandaş katıldı.

Batman’da “Kur’an-a sahip çık” sloganıyla düzenlenen miting de konuşan Kur’an Nesli Platformu Başkanı Molla Beşir Şimşek, Müslümanların dağınıklığının kâfirlere cesaret verdiğini söyledi.

Mitingde konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Serkan Ramanlı, mukaddesata saldırının sıradan olmadığına örgütlü olduğuna dikkat çekti.

Programda konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Serkan Ramanlı, İsveç’teki Kur’an-ı Kerim’i yakma girişiminin sıradan bir olay olmadığını söyledi.

Kur’an Nesli Platformu öncülüğünde Batman’da, İsveç’te Kur’anı Kerim’i yakma girişimine karşı “Kur’ana sahip çık” sloganıyla bir miting düzenlendi.Programda konuşan Kur’an Nesli Platformu Başkanı Molla Şimşek, konuşmasında Kur’anı Kerimden ayetler okuyarak başladı.Molla Şimşek şu ayetleri okudu: “Allah buyuruyor, ‘Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.’Fakat onlar bunu unutuyorlar. Allah buyuruyor, ‘Onlar Allah’ın nurunu, hidayetini ve kelamını yeryüzünden silmek istiyorlar.’ Fakat Allah, şöyle buyurduğundan haberdar değiller.Allah-u Teala şöyle buyuruyor, ‘Şüphesiz o Zikr’i yani Kur’anı biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.’

“Ey Ahmaklar! Tarih boyunca Kur’an korunmuştur. Sizler nasıl bu nuru söndürebilirsiniz ki!” diyen Şimşek şöyle konuştu:

“Kardeşler, bacılar! İstediğimiz kadar burada kafirlere lanet okuyabiliriz. Onlar hakkına konuşabiliriz. Fakat biraz kendimize de bakmamız gerekmez mi? Biraz kendimizi de muhasebeye çekmemiz gerekmiyor mu? Kafirler bugün bu cesareti ve cüreti nerden alıyorlar. Bu alçak fiili neden her gün işliyorlar? Acaba bizim de bunda suçluluk payımız yok mu? İslam devletleri! Müslüman halklar! Biraz kendimize de suç aramayalım mı? Kafirler, Kur’an-ı Kerim’den bir harf bile değiştirememişler. Çünkü yapamazlar. Onları edepsizlikleri sadece Kur’an’ın cismine karşıdır. Fakat maalesef kafirler dağınık olmamızdan cesaret alıyorlar. Aramızda birliğin olmamasından cesaret alıyorlar. Biz Müslümanların parça parça olmasından cesaret alıyorlar. Kur’an’ın yaşantımızdan çıktığını görüyorlar. Meclislerimizde Kur’an’ın bir hükmünün olmadığını görüyorlar. Ticaretimizde, siyasetimizde, evimizde, hayatımızdan Kur’an’ı çıkardığımızı görüyorlar. Onlarda geri kalanı da yok etmek istiyorlar.”

“Hayatımızda Kur’an’ın ne kadar yeri vardır”

Şimşek, meydandaki kalabalığa öz eleştiri yapmaları gerektiğini belirterek Kur’an-ı Kerim’i ne kadar hayatlarına tatbik ettiklerini sorgulamalarını isteyerek şöyle devam etti:

“Vallahi! Bugün eğer Avrupa’da Kur’an’a hakaret ediliyorsa bunun suçlusu birazda biziz. Önce bizler Kur’an’ın hükmüne hakaret ettik. Onlar Kur’an’ın sayfalarını yırtmadan önce biz onun hükümlerini yırttık. Onun anlamını aramızdan çıkardık. Bugün hayatımızda Kur’an’ın ne kadar yeri vardır. Önce kendimize kızmamız lazım. Biraz kendimizi de kınayalım. Eğer bizler Kur’an’a sahip çıkmış olsaydık ve gerekli değeri vermiş olsaydık bugün onlar bunu yapmaya cesaret edemezlerdi. Peki buna karşı bu gün bizler ne yapabiliriz? Halk olarak kendimizden bahsediyoruz. Bir an önce bu alçakları rezil edebilmemiz için her şeyden önce Kur’an’a sahip çıkmamız lazım. Kur’an’ı okuyalım. Okutalım. Evlerimiz, camilerimiz ve dükkanlarımız Kur’an eğitimi yuvalarına dönüşmeli. Bu şekilde intikamımızı alabiliriz. Hayatımızın merkezinde Kur’an olmalı. Hükmümüzün Kur’an olması lazım. Amellerimiz Kur’an’a göre olmalı. Ev içi ilişkilerimiz Kur’an’a göre olmalı. Yanı kısacası Kur’an ile amel etmemiz lazım.”

“Bu halkı yönetenler! Kınama ve mesajla bu görevden kurtulamayız”

“Eğer bu tür saldırılar bu konular hakkında duyarlı olmamıza vesile olursa o zaman kafirler pişman olacaklar.” diyen Şimşek, “Planları boşa çıkmış olacak. Bir sefer daha bu tür fiiller yapmaya cesaret edemezler. Bugün buraya gelerek Kur’an’a karşı görevimizin sona erdiğini zannetmeyelim. Asıl vazife ve görev bundan sonra başlıyor. Evimize geri gittiğimiz de tekrardan Kur’an’a başlamamız lazım. Buradan seydalarıma, hocalarıma, sesleniyorum; bu Kur’an’ı okuyalım. Okutalım. Tebliğini yapalım. Manasını halkımıza anlatalım. Bu halkı Kur’an ile uyandıralım. Bu halkı yönetenler! Görevinize sahip çıkın. Kınama ve mesajla bu görevden kurtulamayız. Bunun çaresi Kur’an’a sahip çıkmaktır. Kur’an ile hükmetmektir. Aramızdan birlik ve beraberlik oluşturmalıyız. ‘Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın.’ ayetinin gereğini yerine getirelim.” İfadelerini kullandı.

“Sizler olduğunuz sürece kafirler amaçlarına ulaşamazlar”

Şimşek son olarak konuşmasında Kur’an-ı Kerim’e karşı görevleri hatırlatarak, “Elhamdülillah, Kur’an nesli kızlarıyla, evlatlarıyla, medreseleriyle, tedrisatlarıyla gelişiyor. Bu meydanlarda Kur’an hafızları, Kur’an hamilleri, Kur’an amilleri vardır. Sizler olduğunuz sürece kafirler amaçlarına ulaşamazlar. Medreselerde talebe olan bacılarım! Ey camideki alimler! Görevimizi yerine getirirsek aziz Kur’an ile bizler aziz olacağız. Çünkü tarihe baktığımızda Kur’an’a sahip çıkanlar aziz olmuşlar. Kur’an’dan uzaklaşanlar zelil olmuşlar. Allah bizleri azizlerden eylesin. Allah hayrınızı kabul etsin. Hayatımızdan Kur’an’ı eksik etmesin. Allah Kıyamet gününde Kur’an’ı hepimiz için şefaatçi eylesin. Allah’ın izniyle bugün burada olmanız yarın Kıyamet gününde sizler için bir şahitlik vesilesi olacak. İnşallah, o gün Kur’an da sizlere sahip çıkacak” dedi.

Programda konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Serkan Ramanlı, İsveç’teki Kur’an-ı Kerim’i yakma girişiminin sıradan bir olay olmadığını söyledi.

İslam’a saldıran hadsizlere haddini bildirmek için meydanlarda olduklarını söyleyen Ramanlı, “Bugün buraya Kur’an-ı Azimüş’şan’ın nüshalarını o kirli elleriyle yakmaya teşebbüs eden hadsizlere haddini bildirmek için buradayız. Bugün burada bütün dünyaya Aziz İslam’ın evlatları olarak İslam’ın nurunu hiçbir hadsizin söndüremeyeceğini bir kez daha ilan etmek için toplandık. Dün İsveç’te Kur’an nüshalarını ateşe veren hadsizin yaptıkları sıradan bir çirkeflik değildir. Zaman zaman Avrupa’nın farklı başkentlerinde, farklı hadsizlerin, farklı dilde konuşan, farklı kavimlere mensup İslam düşmanlarının böylesi hareketlerine şahit olduk. Ama dünkü eylem diğerlerinden farklıydı. Dünkü eylem örgütlü bir kötülüktü. Dünkü eylem spontane gelişen bir eylem değildi. İsveç devleti önce izin verdiği, sonra eylemi gerçekleştirmesi için güvenliğini sağladığı ve sonrasında desteklediği alçakça bir eylemdi.” dedi.

“Kötülükleri elimizle engelleyeceğimiz günleri iple çekiyoruz”

“Hiç kimse, hiçbir güç, hiçbir devlet, hiçbir otorite inancımıza hakaret edemez, Kitabımızı yakmaya cüret edemez, Peygamber Aleyhisselatu Vesellem’in hakaret edemez. Biz bu haksızlığı, bu hakaretleri kabul etmiyor ve hep bir ağızdan reddediyoruz.” diyen Ramanlı, şöyle konuştu:

“Aziz kardeşlerim geçmişte belki zayıftık, belki mustazaftık, belki bu tür çirkefliklere ve çirkinliklere karşı sadece kalbimizle buğz ediyor ve öfke patlaması yaşıyorduk. Belki sesimizi bugün olduğu gibi duyuramıyorduk. Ama elhamdülillah münkeratı dün olduğu gibi sadece kalbiyle buğz ederek def etmeye çalışma noktasında değiliz. Bugün bu meydanda ve Türkiye’nin hatta dünyanın pek çok noktasında dilimizle bu münkeratı engellemeye muvaffakız elhamdülillah. Bugün dilimizle haykırıyoruz, bu münkerata, bu zulme, bu hadsizliğe, bu haksızlığa dur diyoruz. Bugün dillerimizle bu münkeratın engellemeye çalışıyoruz ama Allah izin verirse çok uzak olmayan bir gelecekte inşallah elimizle bu münkeratı engellemeye muvaffak olacağız. Bugün dilimizle bu kötülüğü engellemeye çalışıyoruz. Yarın elimizle bu kötülükleri engelleyeceğimiz günleri iple çekiyoruz ama o güne kadar, o günler gelinceye kadar bugün yetkiyi elinde bulunduran Hükümete sesleniyoruz:

Ukrayna-Rusya arasında bir savaş devam ediyor. O savaşta tarafsız olmanız doğru bir tavırdı, ilkeli bir tavırdı, Avrupa’nın savaşından bize ne? Bugün Rusya’nın korkusuyla ABD’nin yörüngesinde güvenli olacağını uman pek çok Avrupa ülkesi var. Bunlardan bir tanesi de biliyorsunuz İsveç. Bugün bu meydanda toplanmamıza sebep olan o meşum devlet İsveç NATO’ya üye olmak istiyor ama NATO’da bir kural var. NATO üyesi bir ülke bile veto ederse NATO’ya üye olamayacak. O ülkelerden biri de Türkiye. Hatırlayınız birkaç ay önce bu üyelik gündeme geldiğinde Türkiye razı olmadığını ifade etti.

Niçin? PKK’nin ya da FETÖ’nün mahkumları, devlet tarafından aranan militanları İsveç’te korunuyor diye, İsveç onlara ev sahipliği yapıyor diye Türkiye, İsveç’in NATO’ya üyeliğine şerh koydu.

Biz de diyoruz ki ey bu ülkenin yönetiminde olanlar! Ey bu milletin iradesiyle hareket etme yetkisinde olanlar! Ey Hükümet! Bırakın PKK’yi, FETÖ’yü… adamlar dinimize, Rabbimize, Kitabımıza düşmanlık ediyor. Bizim kutsallarımızı hiçe sayan böyle bir devletin güvenliğinden bize ne eğer onlar bizim inancımıza zerre-i miskal değer vermiyorlarsa biz onların güvenliğini temin etmek zorunda değiliz. Def olup gitsinler, başlarının çaresine baksınlar.”

“İslam’ın onuruyla oynamaya cüret eden bu devlete artık hak ettiği cevabı ver”

Konuşmasında Hükümet yetkililerine çağrıda bulunan Ramanlı, “Şuradan Hükümete sesleniyoruz: Bu meşum hadise duyulalı birkaç gün oldu. Kur’an nüshalarını yakan o alçak dün bu eylemini gerçekleştirdi ve hala İsveç makamları o alçağın arkasında duruyor. Neymiş efendim? İfade özgürlüğüymüş… batsın böyle ifade özgürlüğü, böyle ifade özgürlüğü mü olur? Ve biz hala böyle bir ülkenin büyükelçisini kendi başkentinizde ağırlıyorsunuz. Buna razı değiliz.

Kur’an nüshalarını yakan o alçak nerede bu eylemi gerçekleştirdi biliyor musunuz? Stockholm’de o kadar İslam dünyasından büyükelçilik var, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğinin önünde bu eylemi gerçekleştirdi. Hükümete diyoruz ki; ‘Al sana fırsat! Rabbim sana bu şerefi layık gördüyse sen de bu şerefe layık olacak adımları artık at. Bu zilleti üzerinden at. İslam’ın izzetiyle, İslam’ın onuruyla oynamaya cüret eden bu devlete artık hak ettiği cevabı ver diyoruz.”

İslam İşbirliği Teşkilatı ne iş yapar?

İslam İşbirliği Teşkilatına da çağrıda bulunan Ramanlı, “Bugün bir buçuk milyardan fazla Müslüman yaşıyor yeryüzünde. Onlarca devletleri var ve maalesef adına İşbirliği Teşkilatı dedikleri ve ne işe yaradığını bugüne kadar bilemediğimiz bir teşkilatları var. İslam İşbirliği Teşkilatı ne işe yarıyor Allah aşkına? Kudüs’ün işgali sonrası siyonist rejime karşı kuruldu ama bugüne kadar sadece ve sadece kınama açıklaması yapmaktan öte hiçbir işe yaramadı. Müslümanların bu zillet halinden razı değiliz. Küfre karşı güçsüz ve aciz durumda olmasından hoşnut değiliz. O halde hem Türkiye hükümetine hem de bütün İslam coğrafyasındaki hükümetlere, iktidarlara sesleniyoruz:

Gelin, artık yeryüzünde İslam düşmanlığının önünü kesecek çalışmalar yapın. Birleşmiş Milletler nezdinde bütün üye ülkelerin kabul edecekleri kuralları dayatın, zayıf değilsiniz, güçsüz değilsiniz, aciz hiç değilsiniz. Ama bir eksiğiniz var; birlik değilsiniz, bölük pörçüksünüz. Birliğinizi dağıtan, sizi bölük pörçük yapan suni gündemlerden artık yüz çevirin, artık vazgeçin diyoruz. Şuna inanıyoruz, biz Müslümanlar vahdet içinde olursak, birlik içinde olursak hiç kimse bizim kutsallarımıza yan gözle bakamaz.” İfadelerini kullandı.

Ramanlı son olarak, “Dün olduğu gibi bugün de inancımıza her zamankinden daha fazla sahip çıkma iradesine sahibiz. Elhamdülillah bu irademizi yıkacak, bu irademizi zayıflatacak hiçbir güç, hiçbir kuvvet yoktur.” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir