JMO Diyarbakır: 500’ün üzerinde ağır hasarlı yapı tespit edildi

JMO Diyarbakır Şubesi, kentin merkez ilçelerinde 80 bine yakın binalardan şu ana kadar 30 bin yapının incelendiğini belirterek, 500’ün üzerinde ağır hasarlı yapının tespit edildiğini aktardı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Diyarbakır Şubesi, 6 Şubat Pazartesi günü meydana gelen ve 10 kenti etkileyen depremlere ilişkin yazılı açıklama yayımladı. İlk olarak büyüklüğü (Mw) 7,7 olan Maraş merkezli depremin ardından yaklaşık 9 saat sonra Elbistan merkezli büyüklüğü (Mw) 7,6 olarak kaydedilen ikinci bir yıkıcı depremin daha meydana geldiğini hatırlatan JMO, bölgede şuana kadar 4 bin 734 artçı depremin yaşandığını aktardı.

500’ün üzerinde yapı ağır hasarlı

Jeoloji Mühendisleri Odası Depremin ardından Diyarbakır, Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, GAziantep, Kilis, Osmaniye,  Adana ve Hatay’da şimdiye kadar 38 bin 44 kişinin hayatını kaybettiğine dikkati çekilen açıklamada, “Çok şiddetli hissedilen depremlerde Diyarbakır ile şubemizin yetki sınırları içerisinde olan Adıyaman ve Şanlıurfa illerinde büyük hasarlar olmuştur. Özellikle Adıyaman ilinde büyük bir yıkım söz konusudur. Adıyaman merkezin, ara sokak ve ana caddelerin yollardaki hasarlar nedeniyle kapandığı, Adıyaman Belediye Başkanlığı binası da dâhil olmak üzere merkezdeki binaların yüzde 90’nının yıkıldığı gözlenmiştir. Şanlıurfa ilinde deprem anında 20 adet yapı yıkılmıştır. Valilik verilerine göre, 31 bin 717 binanın hasarlı olduğu, 399 tanesinin acil yıkılacağı belirtilmiştir. Diyarbakır ilinde deprem anında 6 adet yapı yıkılmıştır. Merkez ilçelerinde toplam 80 bine yakın binalardan şu ana kadar 30 bin yapının incelendiği ve yapılan çalışmalarda 500’ün üzerinde ağır hasarlı yapı olduğu tespit edildiği, çalışmaların devam ettiği belirtilmiştir” denildi.

‘2 yıl önce öngürülen deprem’

 “Deprem Danışma Kurulu”nun 2020 yılında Elazığ Sivrice’de yaşanan depremin ardından “Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz” başlığı ile hazırladığı 18 ayrı raporun yayınladığı ifade edilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:

“08.02.2021 tarihinde Hatay’ın Depremselliği Raporu, 22.02. 2021 tarihinde Bingöl’ün Depremselliği Raporu, 02.03.2021 tarihinde Kahramanmaraş’ın Depremsellik Raporu, 04.05.2021 tarihinde Hakkâri’nin Depremselliği Raporu ve toplamda 18 Rapor, bu konuda önlem alınması için karar vericiler ve yetkililer ile paylaşılmıştır. Hazırlanan bu raporlar, bugün özellikle Hatay, Kahramanmaraş ve Gaziantep’te yaşanan yıkımların 2 yıl önce öngörüldüğünü ortaya koymaktadır. Raporda, büyük felaketlerin yaşandığı merkezlerdeki zeminin yerleşime uygun olmayan alüvyonlardan oluştuğu ve diri fay zonu üzerinde olduğu belirtilmiştir.”

Güçlü denetleme mekanizmaları 

Depremin zayıf zemin üzerindeki Hatay, Maraş, Adıyaman ve Malatya’da daha ağır hasarlara yol açtığı, Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi kentlerde ise ruhsatsız, yanlış ve eksik malzeme seçiminin veya taşıyıcı sistemlere yapılan müdahaleler sonucu hasarların meydana geldiği belirtilen açıklamada, “Diyarbakır’daki yerel ve merkezi kurumlar kent merkezindeki ağır hasarlı bölgelerde tespit çalışmalarını bitirdikten sonra zemin şartlarına göre kamu eliyle kentsel yenileme çalışmaları yürütmelidir. Çevre ilçelerimizde deprem hasar tespit ve zemin çalışmaları yapıldıktan sonra yeni imar planları yapılmalı ve bina kat yükseklikleri belirlenmelidir. Riskli alanlar imara açılmamalı, bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalıdır. İmar Planı’na altlık teşkil eden jeolojik-jeoteknik etütler yapılmalı, ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir. Diri fayların belirlendiği alanlarda ‘Fay Sakınım Bandı’ uygulaması acilen gerçekleştirilmelidir. Bu hatlar uzman jeoloji mühendisleri tarafından belirlenip park ve yeşil alan olarak kullanılmalıdır. Ülkemizde meydana gelen afet zararlarının azaltılmasında alınabilecek etkili önlemlerden biri de denetimdir. Can ve mal güvenliğinin koruma altına alınması ve üretilen işlerin daha kaliteli ve nitelikli olması için güçlü denetleme mekanizmasına ihtiyaç vardır.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir