Diyarbakır’da hasarlı binalarda insanlar yaşıyor

Diyarbakır’da ağır hasarlı bina sayısının yaklaşık 3 bin 200 olduğunu belirten Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, yıkım sürecinin ağır işlediğine dikkat çekti. Korkmaz, “Depremin üzerinden 5 ay geçti. Risk teşkil eden binaların çoğunun önünden hepimiz farkında olmadan geçebiliyoruz. En önemlisi de orta hasarlı binaların çoğunda insanlar yaşıyor. Yıkım süreci çok ağır işliyor.” dedi.

Maraş merkezli depremlerde etkilenen Diyarbakır’da merkez Bağlar ilçesinde 5, Yenişehir ilçesinde ise 2 bina yıkıldı, birçok bina ağır hasar aldı. Depremde ise 400’ü aşkın vatandaş hayatını kaybetti. Yapılan çalışmalar sonucunda 3200 ağır hasarlı bina olduğunu söyleyen Diyarbakır İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, şimdiye kadar bu binalardan 50’ye yakınının yıkıldığını ifade etti. Kentteki en büyük sorunun kaçak yapılaşma olduğunu belirten Korkmaz, “Yıkılan binaların hiçbirisinde iskan ruhsatı yoktu. İnşaat ruhsatı olan bir iki taneydi. Kaçak yapıya izin vermek anlayış, ahlak meselesidir” diye konuştu.

İMO Başkanı Mahsum Çiya Korkmaz, Diyarbakır’ın yerel gazetelerinden Mücadele Gazetesinin muhabiri Remziye Çelik’in sorularını şöyle yanıtladı:

Remziye Çelik: Diyarbakır’da ağır hasarlı binaların sayısı nedir, kaç tanesi yıkıldı?

Mahsum Çiya Korkmaz: Diyarbakır’da ağır hasarlı bina sayısı 3200 gibi bir rakam. Şimdiye kadar 50’ye yakını yıkıldı. Yıkım süreci bekletildi. Bekletilmesinin sebebi de hasar tespit çalışmalarının bitmediği söylendi. Hasar tespit çalışmaları uzunca bir süre sürdü daha sonra itiraz süreci başladı. İtirazdan sonra tekrar incelemeler yapıldı. Kentin çoğu itiraz etti. Böylece kent iki defa incelenmiş oldu. Onun için süreç uzadı. Yıkımlar ihale ile yapıldı. İhaleleri başta büyükşehir belediyesi yapıyordu. Daha sonra valilik yapmaya başladı. Zaten büyükşehir değil valiliğin yapması gerekiyordu. İhaleler de yaklaşık bir hafta önce bitti. İhaleler mahalle bazlı yapıldı. Her mahalleye ayrı bir ihale yapıldı. Yıkım süreci çok ağır işliyor. Bizim bahsettiğimiz rakamı baz alırsak yıkım bitmez. Ekiplerin daha fazla olması lazım. Bir, iki ekiple olacak iş değil. İhaleyi alan kurumun bunları da sunmuş olması gerekir.

“ORTA HASARLI BİNALARIN ÇOĞUNDA İNSANLAR YAŞIYOR”

Remziye Çelik: Ağır hasarlı binaların yıkımı sırasında ve bazılarının geç yıkılması bina sakinleri ve çevredeki esnaf-vatandaşları etkiliyor. Bununla ilgili düşünceniz nedir?

Mahsum Çiya Korkmaz: Yıkım yapılırken gerekli tüm tedbirler alınmalı. Yollar hem araç hem de yaya trafiğine kapatılmalı. Yıkımı yapılacak binanın 50 metre mesafesindeki binalar boşatılmalı. Ancak bunlar kontrollü bir şekilde yapılmıyor. Kontrollü bir şekilde yapılmayınca risk teşkil ediyor. Bu çalışmalar yapılırken sulama iyi bir şekilde yapılmıyor. Asbest denen toz bulutu kansorejene neden olduğu için bunun önüne geçilmeli. Bunların hepsi tedbirlerle alakalı. Mağduriyet sadece çevre kirliliği değil, her bir vatandaş mağdur. Depremin üzerinden 5 ay geçti. Risk teşkil eden binaların çoğunun önünden hepimiz farkında olmadan geçebiliyoruz. En önemlisi de orta hasarlı binaların çoğunda insanlar yaşıyor. Çoğu daha evlerinden çıkmamış. Orta hasar da bir sene içerisinde yıkılmazsa ağır hasar statüsüne giriyor. Denklem basit ancak karmaşık hale getirildi. Yeterince özveride bulunulmuyor, hassas düşünülmüyor. Orta hasarlı binalar için çevre şehircilik tarafından ‘yeniden dönüşüm paketi’ uygulanması çıkarıldı. Biz bu kavramı ilkesel olarak savunuyoruz. Ancak paketin içeriği maddi boyutu olarak yetersiz. Bina sahiplerinin müttehitle anlaşabilirse 500 bine kadar kredi desteği sunabiliyor. Ancak bu inşaat maliyet açısından çok yetersiz bir rakam. Bunun için de birçok prosedür var. Kavram olarak doğru ancak içerik olarak yetersiz.

Remziye Çelik: Oğlaklı Mahallesinde yapılan yeni deprem konutları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mahsum Çiya Korkmaz: Yıkımla birlikte konut yapımına başlandı ve bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Konutların konumu için itiraz ettik. Şehir merkezinde daha elverişli yerler varken bu kadar uzağa gidilmesiyle ilgili itirazlarımız oldu. Karar alınmadan önce tavsiye ettiğimiz yerler de vardı. Ancak dinlenilmedi. Göz ardı edildi. Sonuç itibariyle yapım kararı verildi. Oradaki vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılanması lazım. Konutların yapım süreçlerinin de daha hızlı bitirilmesi gerekir. Eğer yıkımın hızında oradaki yapılar gerçekleşiyorsa vatandaşlar mağdur olur. Vatandaşların çoğu göç etti. Hala çadırda kalanlar var. Köylere dönüş var. Barınma sorunu elzem sorunlardan biri. Bu sorunlar göz önüne alınıp çalışmalar devam edilmeli.

“DİYARBAKIR’DA EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİ: KAÇAK YAPILAŞMA”

Remziye Çelik: Sizce, Diyarbakır’da depreme karşı ne tür tedbirler alınmalı ve son olarak eklemek istediğiniz?

Mahsum Çiya Korkmaz: Belediyeler, kayyımlar hizmet anlayışından çok uzaklar. İstanbul, İzmir gibi kentler bina durum değerlendirmesi yapıyor. Belediyeler hızlı bina tespit çalışması yapıyor. Aynı çalışma Diyarbakır’da da yapılmalı. Binaların mevcut durumları ölçülmeli. En büyük sorunlardan biri kaçak yapılaşma. Depremi en çok tetikleyen sorun bu. Yıkılan binaların hiçbirisinde iskan ruhsatı yoktu zaten. İnşaat ruhsatı olan bir iki taneydi. Kaçak yapıya izin vermek anlayış, ahlak meselesidir. Öncelikle belediyelerin bu sorunun önüne geçmesi gerekiyor. Bir kentte kaçak yapı kesinlikle yapılmamalı. Bu anlayışı benimsedikten sonra, depreme dayanıksız binaları tespit edip onlarla ilgili bir süreç başlatılmalı. Belediyeler bunlarla ilgili bir adım atmıyor. Depremin afete dönüşmemesi için hiçbir şey yapılmıyor. Sadece var olan afetin enkazın altında bir takım çırpınışlar yapılıyor. Belediyecilik mühendislik böyle bir şey değil, hizmet anlayışıdır.

GERİ DÖNÜŞÜM ÖNERİSİ

Yıkılan binalardan çıkan malzemelerin hepsi geri dönüşüme kazandırılmalı. Buradan ilgi firmalara da söylüyoruz. Oradan çıkan hiçbir malzeme doğada kalmamalı. Doğada kaybolmayan malzemeler doğada kalmamalı. Çıkan molozla belirlenen hafriyat aslanlarına dökülmemeli. Nehir kıyısına yakınına dökülmemeli. Kente zarar verecek hiç bir şey yapılmamalı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir